• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.13)
doktor jivago - boris pasternak
"ne kadar büyük bir aşktı yaşadıkları! özgür, eşi benzeri olmayan bir aşktı. başkalarının ancak şarkılarda söylediklerini onlar yüreklerinde hissetmişlerdi. birbirlerine olan sevgilerinin nedeni, uyduruk tanımlarda betimledikleri gibi, 'yakıcı tutku' ya da 'karşı koyulamayan duygular' değildi. evrendeki her şey; ayaklarının altındaki toprak, başlarının üstündeki gökyüzü, bulutlar, ağaçlar birbirlerini sevmelerini istedikleri için bağlanmışlardı birbirlerine. birbirlerine olan aşkları kendilerinden çok çevrelerini, sokakta karşılaştıkları tanımadıkları insanları, uzun yürüyüşlerinde gördüklerini, yaşayıp buluştukları odaları mutlu etmişti belki de." ülkemizde romancı olarak tanınan ama rus edebiyatının büyük şairi boris pasternak'ın tek romanı: doktor jivago. 1917 ihtilalinin gölgesi altında üç hayat. jivago, lara ve tonya. 1956'da sscb tarafından yayımlanması uygun görülmeyen, 1957'de gizlice kaçırıldığı italya'da ilk kez yayımlanan ve 1958 nobel ödülünü pasternak'a kazandıran kitap, 50 yılı aşkın bir süre sonra, ilk kez eksiksiz bir biçimde ve doğrudan rusçadan çevrildi. jivago'nun yazdığı şiirler ekiyle birlikte."20. yüzyılın ortasında, 19. yüzyılın büyük rus romanı, kral hamlet'in hayaleti gibi, geri dönüp bizi ziyaret ediyor. boris pasternak'ın doktor jivago'sunun bizde uyandırdığı duygu işte bu." -ıtalo calvino-(tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. boris pasternak'ın 1945-55 yılları arasında yazdığı, biraz tolstoy biraz dostoyevskili, özellikle rus edebiyatı severlerin göz ardı etmemesi gereken, rusya'daki iç savaş ve devrimin sosyal psikolojisini etkileyici bir dille yansıtan müthiş roman. yky'den çıkan hülya arslan çevirili baskısı da oldukça başarılı.

    sscb'de yayımı yasaklanmış olan bu eleştirel roman, 1958'de pasternak'a nobel edebiyat ödülü'nü getirmiş ancak sscb onaylamadığı için pasternak ödülü kabul etmemiştir.

    !---- spoiler ----!

    "...bu durumda sizin bilinciniz için ne diyebiliriz? sizin... sizin... peki ama siz nesiniz? sorunun özü burada. kendiniz olmaktan anladığınız ne, varlığınızın hangi parçalarını kendiniz oluşturdunuz? böbreklerinizi mi, ciğerinizi ya da damarlarınızı mı? hayır, kendinizi bildiniz bileli yalnızca dış görünüşünüzün ayrımındasınız, ellerinizle gerçekleştirdiğiniz, ailenizle ve diğerleri ile olan eylemlerinizi biliyorsunuz.

    şimdi biraz daha dikkatli olalım. insanın ruhu başka inşalarda ortaya çıkar. bakın işte siz buradasınız, yaşamınız boyunca aldığınız nefesle, beslendiğiniz şeylerle bilinciniz olgunlaştı. ruhunuzla, ölümsüzlüğünüzle, başkalarında süren yaşamınızla olgunlaştı. peki bu ne demek? siz aslında başkalarında yaşıyordunuz ve öyle de kalacaksınız. sonradan buna anı diyecek olmaları ne fark eder ki?

    bu anı geleceğin parçası olmuş siz olacaksınız..."

    !---- spoiler ----!